Seni arıyorum

Seni arıyorum gündüzlerde gecelerde
Akşamlarda sabahlarda seni arıyorum
Seni arıyorum saatlerde dakikalarda
Günlerde haftalarda tüm zamanlarda seni arıyorum

Seni arıyorum kitaplarda masallarda
Şarkılarda türkülerde şiirlerde seni arıyorum
Seni arıyorum yüzlerde gözlerde bakışlarda
Seslerde gülüşlerde seni arıyorum

Seni arıyorum caddelerde sokaklarda
Şehirlerde köylerde kasabalarda seni arıyorum
Seni arıyorum bahçelerde çiçeklerde
Bulutlarda yağmurlarda her damlada seni arıyorum

Emre Bahadır

Bir gelsen..

Ah bir gelsen; anlamsız hayatıma anlam versen, nefesin nefesim olsa, dünyan dünyam.

Her an sesinle yaşayıp, seni ansam her an.

Gönlüm hep ilk baharı yaşasa, kahverengi dallar hep pembe çiçekler açsa, umutsuzluk sonsuza kadar yok olsa.

Sesin müziğim olsa, yüzün manzaram,

Damlan suyum olsa, Işığın güneşim…

Emre Bahadır

Sevgi

Bir gün sormuşlar ermişlerden birine:

“Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?” Bakın göstereyim demiş, ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar.

“Ermiş bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz” diye bir de şart koymuş. “Peki” demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan. Bunun üzerine “şimdi” demiş ermiş, “sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe.” Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. “Buyurun” deyince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan “işte” demiş ermiş, “kim ki gerçek sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz ve şunu da unutmayın, gerçek pazarında alan değil, veren kazançtadır daima.”